21 Nisan 2013

Kitap Listem

   Allah'ım bu ne?Bugün 3. kez yazıyorum,saat de henüz 3 bile olmadı.Neyse,yalnızlık başa bela.Sevgili öküzüm(öküz dediğime bakmayın,şu an gayet iyi hisler içindeyim,sadece henüz başka bir ad uyduramadım) arkadaşında,yarınki planktonoloji sınavına çalışıyor.Umarım doğru yazmışımdır :D
   Şimdi;benim minicik bir defterim var.Üzerindeki saçma sapan yazıları Atatürk'ün güzel bir fotoğrafıyla kapattığım bir defter.O defteri iki taraflı kullanıyorum.Bir tarafında okunacak kitaplar var;diğerinde izleyeceğim filmler.Gel gör ki ben kaç zamandır bu listeye devam etmeme ve listenin burdan Bağdat'a yol olacak kadar uzamasına rağmen (Niye Bağdat?Onu da bilemedim) rast gele film izlemeye ve kütüphaneye gittiğimde gözüme çarpan kitapları alıp çıkmaya devam ediyordum.Bugün o minicik küçücük defterin bende yarattığı vicdan azabı dev oldu gitti,pes dedim.Neyse ki okulun kütüphanesinin sitesinden kaynak taraması yapılabiliyormuş.Listedeki kitaplardan 5 tanesini seçtim,okulda da varmış onlar,bir dahaki gidişimde onları alacağım.Malum öğrenci bütçesi,istediğim bütün kitapları almaya kalksam hayatımın geri kalanı onların borcunu ödeyerek geçer :D
   İşte o kitaplar:


Sanırım Müjde Ar'ın oynadığı film bu kitaptan uyarlama.




D&R'dan:

Yedinci ve en tesirli bıçak darbesi ensesine gelir boynu sağa doğru bükülmüştür. Dervişler yere kapanmasını bekleye dursun. Şems Hz. Peygamberin şu hadisini sesi boğuk mırıldanır: “Allah’a kavuşmayı isteyeni Allah da sever” Dervişlerden birisi sırtına tekmeyi vurur. Yüzüstü taş zemine kapanır, dudağı patlamış, dişleri zemine dökülmüştür Siyah feracesi kanlar içinde bordoya dönmüştür. Saçlarından tutarak kafasını kaldıran dervişin niyeti Şemsin başını gövdesinden ayırmaktır 
Baş derviş engeller. Bırakın son nefesini versin. Sonra da en yakın bir kuyuya atın. Kıyafetine sarp atın. 

Avluyu yıkayın. Sabah ile yola çıkarız. Şems hala son nefesini vermemiştir Sille taşının üzerindeki başını hafifçe göğe kaldırır ve: “Allah ne güzel sevgilidir. Rabbim sana aşığım. Ve bu canı sana hediye ediyorum.” Mevlana içeri girer, mendili koklar eli titreyerek açar. İçinden san kağıda yazılmış bir not çıkar: “Yemin ederim ki ölümümün gözlerinin önünde olmasını isterdim. Gör ki aşk için 
ölmek ne demekmiş.” Mevlana olduğu yere düşüp bayılmıştır.Geceden sonra doğan ve kalplerin çöllerini cennetlere çeviren bir gözyaşı bu. Çoraklaşmış ve çöle dönmüş kalpler; açın sadrınızı! Aşkın gözyaşları, serin serin, sağanak sağanak, üzerimize damlıyor; bakın gökyüzüne, nasılda aşk yağıyor..



İkinci Dünya Savaşı’nın ünlü isimlerinden İngiltere Başbakanı Churchill  anılarında der ki nbsp; “Eğer Hitler’in ‘Mein Kampf-Kavgam’ isimli kitabını ciddiye alarak okumuş olsaydık  İkinci Dünya Savaşı’nın çıkmasına engel olurduk…” 



''Epeydir yazmayan ayyaş bir şairle hayattan çoktan vazgeçtiği halde son noktayı koyamayan genç bir musahhihe, Diyarbakır'a yaptıkları tren yolculuğunda eşlik ediyoruz bu romanda. İstasyonları birbiri ardında geçerken Türkiye'nin yakın siyasi tarihi de yavaş yavaş seriliyor gözlerimizin önüne, hem de sesi bize genellikle ulaşmayan aktörlerin ağzından. Murat Uyurkulak bu ilk romanında çok güç bir işi başarıyor: acıklı olduğu kadar komik, eleştirel olduğu kadar yandaş, hüzünlü olduğu kadar ümitli olmayı.''
Kitabın tanıtımı bu,Metis'ten.



Farkında olmadan seçtim ama Irene bir Yahudi'ymiş ve kitap Nazi işgalinden bir gün önce başlıyormuş.

Hadi bana rast gele.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder