Az önce ileri derecede anlamsız bir kabus gördüm.Öncelikle Adana mı Antalya mı bilmiyorum ama hiç gitmediğimiz bir Akdeniz şehrindeyiz.Cem Adrian konseri var,annem babam ve ben.Yalnız konser bildiğin bizim evde :D
Ama Cem hasta.Koluna yaptırdığı yeni dövme yüzünden (Şeker Prens ve Tuz Kral) sağ kolu şişmiş durumda.Serumla çıkıyor sahneye;evet bildiniz evimde bir sahne var.
İnanılmaz solgun,zor sesi çıkıyor.Vee mikrofon yok,böyle üçlü ayaklar olur bizim evde vardı;bahçedeki ocakta kullanır annem.Onun minyatürünü düşünün,tam çeneyle dudak arası bi yerden o üç ayakla delinmiş yüzü.Şarkı söylemeye devam etmesi için onu orada tutuyor eliyle.
Sonra birden kazağındaki acayip yıldız gibi bir şeyin bir kolunu koparıp avucuna alıyor,önüme düşmüş saçlarımı arkaya iterken onu da başıma bırakıveriyor.Ama saçlarım da nasıl kirli,nasıl yağlı...Ben de elimle arkaya itiyorum o parçayı;babam hemen arkamda,yerden alıp elime veriyor.
Sonra hoop başka bir sahne.O acayip yıldız bir sakız firmasının amblemiymiş.Tasarım aşamasını görüyorum;adamın biri böyle karton kutular var ya sarı,onun üzerine beyaz tahtalarda kullandığımız kalemle bir yıldız çizmiş,yıldızın üzerinden çok koyu mor hamur-sakız gibi bir şeyle geçmiş ama o şey yetmemiş,bir kısmı açıkta kalmış filan.''Tabi aslında böyle değil'' yapıyor ezilip büzülerek.Sözde ben de o sakız firmasının reklamını çekip yayınlayan bir yerde çalışıyorum.
Neydi bu şimdi Tanrı aşkına?Adrian'ın yüzünün o hali gözümün önünden gitmiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder